KKM'den Carry Trade'e

 Türkiye’de Türk Lirası mevduata, tahvile ya da hisse senetlerine yatırım yapmış olan yabancı fonların temsilcileri ekonominin iyiye gittiğini söylüyorlar. Bu şekildeki kaynak girişinin, Merkez Bankası rezervlerinin artışının ve Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu iki kademe yükseltmesinin ekonomideki iyileşmenin kanıtı olduğunu öne sürüyorlar. Ekonominin iyiye gidip gitmediğini irdelemeden önce buraya nasıl geldiğimizi sonra da an itibarıyla ne durumda olduğumuzu değerlendirelim. Çünkü yabancı yatırımcılar bir ülkenin toparlandığını vurguluyorsa iki olasılık söz konusudur: (1) Gerçekten işler iyiye gidiyor olabilir. (2) Yabancılar, o ülkeden iyi para kazandıkları için methediyor olabilirler.

2021 yılı Eylül ayı başında enflasyon yüzde 19,25, Merkez Bankası politika faizi yüzde 19 idi. Bütün öncü göstergeler enflasyonun yükseliş eğiliminde olduğunu gösteriyordu. O tarihte siyasal iktidarın baskısıyla alınan inanılmayacak derecede yanlış bir kararla Merkez Bankası politika faizini artıracak yerde düşürmeye başladı. Bu korkunç yanlışın doğal sonucu olarak enflasyondaki yükseliş eğilimi hızlandı. Buna karşın siyasal iktidarın etkisi altındaki Merkez Bankası, hatada ısrar ederek, politika faizini sonraki aylarda da düşürmeye devam etti ve enflasyon Ekim 2022’de yüzde 85,51’e yükseldi. Merkez Bankası bu feci gidişe karşın hatada ısrarı sürdürerek faizi Şubat 2023’de yüzde 8,5’e kadar düşürdü.

Türk Lirası faizlerinin düşürülmesi sonucu, insanlar varlıklarını korumak için Türk Lirası mevduat yerine, hisse senedi, otomobil, konut, döviz alımına yöneldi. Dövize talebin artması sonucu kurlar ve dolarizasyon oranı yükselmeye başladı. Siyasal iktidar bu durumdan endişeye düşünce 2021’in son ayında bu kez ikinci büyük yanlışa adım attı: Kur korumalı mevduat uygulaması (KKM.) Bu hesaplara para yatıranlara kur garantisi verilerek vade sonunda paralarını aynı döviz cinsinden ve aynı miktarda geri alabilecekleri gibi üstüne Türk Lirası cinsinden faiz de kazanmaları garanti edildi. Bu sistemin kur maliyeti bankalara değil Hazine ve Merkez Bankası’na kaldı. Bir başka ifadeyle paraları bankalar topladı, kur farkını devlet ödedi. Bu uygulama Merkez Bankası’nın 2023 yılında 818 milyar Türk Lirası zarar etmesine yol açtı.

Bu yanlış uygulamalar 2023 yılının Haziran ayına kadar sürdürüldü. Bu tarihten sonra işbaşına gelen yeni ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası yönetimi politika faizini yükseltmeye başladı. Yüzde 8,5’e kadar düşmüş bulunan politika faizi yavaş yavaş yüzde 50’ye kadar yükseltildi. Bir yandan da KKM’den dönüş için adımlar atıldı. Önce Türk Lirasından dönülerek yapılmış olan KKM hesapları tasfiye edildi, sonra da dövizden gelenlere ek faiz ödenmesi uygulaması kaldırıldı. Bu uygulamayla KKM hesapları 2023 sonunda ulaştığı 2,6 trilyon liradan bugün itibarıyla 1,9 trilyon liranın altına geriledi.

Türk Lirası mevduatın faizi yüzde 50’ye yükselince yabancı yatırımcılar buraya carry trade denilen yöntemle (ucuza kredi alıp pahalıya mevduata bağlama yöntemi) döviz getirdiler. Carry trade için tipik örnek biraz da espriyle ifade edildiği şekliyle Japon ev kadınlarının yatırımlarıdır. Japonya’da faizler sıfır düzeyinde olduğu için Japonya’da bir bankadan sıfır faizle kredi alıp da Türkiye’de 3 ay Türk Lirası mevduata yatırılması halinde üç ayda yüzde 10 faiz kazanılabiliyor. Kur değişmediği sürece bu yüzde 10 getiri dolar faizi haline dönüşmüş oluyor. Böyle bir faiz dünyada bulunmadığı için carry trade çok kârlı bir yatırım haline geldi. Yabancılara ek olarak Türkler de döviz hesaplarını bozarak ya da evlerinde, bankada özel kasalarında sakladıkları dövizleri getirip Türk Lirası mevduat hesaplarına yatırarak aynı şekilde dolar faizi elde etmeye başladılar. Kur, eğer bu üç aylık sürede yüzde 10 ve daha fazla yükselirse (Türk Lirası değer kaybederse) o zaman bu kazanç gerçekleşmez. Bir başka ifadeyle carry trade uygulamasındaki risk kurun yükselmesi riskidir. Carry trade yapanlar bu riski göze aldılar ve şimdiye kadar da haklı çıktılar. Her ne kadar siyasal iktidar veya Merkez Bankası tarafından açıklanmış kurun değişmeyeceği yönünde bir garanti olmasa da açıklanan önlemler ve yapılan müdahaleler kurun yükselmemesini dolaylı olarak garanti ediyor.

Carry trade sonrasında iki gelişme daha oldu. İlk olarak bu kadar fazla döviz girişi ve döviz hesaplarında görülen bozdurulma eğilimi sonucunda Merkez Bankası’nın rezervlerinde ciddi artışlar ortaya çıktı. Aslında fazlaca değişen bir şey yok: Swapların yerini carry trade sonucu gelen dövizler aldı. O nedenle belki de artık gerçek durumu görebilmek için “swaplar hariç net rezervler” kavramının yerine “carry trade hariç net rezervler” kavramını koymamız gerekecek. Çünkü şimdilik Merkez Bankası rezervi gibi görünen bu dövizler en ufak bir kur artışında uçup gider. Esas görevi ülkeye para yatıran yabancıların durumunu korumak olan kredi kuruluşları da bu rezerv düzelmesini alkışlarla karşıladılar ve sonuçta Moody’s Türkiye’nin kredi notunu iki kademe yükseltti.

Bu kadar yanlış bir ekonomi politikası uygulamasının ekonomiyi getirdiği aşamada birçok çelişkiyle karşı karşıyayız. Merkez Bankası faizi düşürse, carry trade ile gelen para geri gidecek, insanlar tekrar dövize dönecek bu da kuru yükseltecek, carry trade ile gelen paralar geri giderse Merkez Bankası’nın rezervlerinde düşüş başlayacak. Kur yükselirse ihracatçı ve turizmci mutlu olacak ama ithal girdi fiyatlarının artması maliyetleri ve dolayısıyla satış fiyatlarını artıracağı için enflasyon yükselecek. Merkez Bankası faizi düşürmese bu kez carry trade yapanlar ülkenin kaynaklarından inanılmaz paralar kazanmaya devam edecek. Hükümet, vergilere yüklense bu kez satın alma gücü zaten çok düşmüş olan emek geliri sahipleri tamamen perişan olacaklar. Küçük esnaf ve KOBİ’ler sıkıntıya girecek. 

Ekonomi politikasını yanlış yola sokarsanız ortaya çıkacak bozulmayı düzeltmek için atacağınız adımlar bir tarafı düzeltirken öteki tarafı bozuyor. Geçmiş üç yılı böyle büyük yanlışlarla yaşadık. Şimdi artık önemli olan önümüzdeki üç yılı nasıl yaşayacağımız. Çünkü kurun fazla oynamaması bu bıçak sırtı dengenin temel taşı. Kur yükselirse carry trade bozulur, sistem çöker, başladığımız noktaya döneriz. Türk Lirası daha fazla değerlenirse bu kez dış ticaret dengesi bozulur (ihracat düşer, ithalat artar.) Bu yüksek faiz maliyetine uzun süre dayanmak ise ekonomiyi perişan eder. Bu durumda yapılması gereken şey politika faizini yavaş yavaş indirip, carry trade kazançlarını azaltmaya başlamaktır. Yalnız bu çok hassas bir dengedir. Yanlış adımlar atılır, hızlı faiz indirimleri yapılırsa o zaman bu gelen dövizler kaçar, kur hızla yükselir ve yeniden aynı noktaya geliriz.

Gördüğünüz gibi buradan öyle kolay ve zarar görmeden bir çıkış yok. Buradan en az zararla çıkışın reçetesi beklentileri olumlu hale getirmektir. Bunun da yolu 2001 krizi sonrasında olduğu gibi yapısal reformları yaşama geçirmektir. Başta hukukun üstünlüğü, demokrasinin düzeltilmesi ve eğitimde bilime dönüş olmak üzere yapısal reformlara girişmeden faizi değiştirerek, kurla oynayarak, enflasyonu düşük göstererek, vergileri artırarak bu durumdan kalıcı bir biçimde çıkmak mümkün görünmüyor.

Yorumlar

  1. KKM azalıyor çünkü yeni giriş kabul etmiyorlar. Bugün dövizden kkm'ye yeni geçiş yapılmıyor. Sadece olanlar devam edebiliyor. Mevcut kkm'nin faizini kısıp normal mevduata yönlendiriyorlar.

    Serbest piyasa yok, kontrollü piyasa var. Hala pek çok müdahale var. Rasyonel politikanın R'sini bile görmedik. Hatta rasyonelliğin ne olduğunu unuttuk.

    Bilinmeyen bir tarihe ertelenmiş mucizevi beklentiler taşıyoruz.

    (KKM'ye geçiş kabul eden banka varsa bilmek isterim.)

    Teşekkürler


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok gerçek bir yazı harfiyen doğru.. Rahmetli kemal dervişin arkasında bu gün ki gibi siyasal güç bu kadar değil di..

      Sil
    2. Allah rahmet eylesin Derviş büyük adamdı.

      Sil
    3. Yurtdisinda yerlesik vatandaslar hala KKM actirabiliyor (Is Bankasi, Yapi Kredi)

      Sil
    4. Evet yurt dışından hala KKM açılabiliyor ama artık genel olarak kısıtlamalar geldiği için azalma söz konusu.

      Sil
    5. Hocam yazınız için teşekkürler. Sabah saatlerinde okumak çok güzel oldu. Bu yazıyı ülkedeki her kesimin okuyup idrak etmesini dilerim

      Sil
    6. Hocam saygılar emeğinize sağlık.İyiki varsınız.

      Sil
    7. Hocam sistemin kendisini ciddi şekilde tartışmanın zamanı gelmedi mi? Denge aramak için, dengesizlik yaratan ve sonra da düzeltmek için sözde politikalar üreten son derece yapay bir sistem için de değil miyiz?

      Sil
  2. Hocam 4. Paragrafın sonundaki rakamlar milyar tl mi trilyon tl mi olmalı. Saygılar

    YanıtlaSil
  3. Hocam ihtiyacımız olan dövizi elde edebileceğimiz daha uygun maliyetli alternatif öneriniz var mı, alternatif yoksa yapacak bir şey yok ama alternatif varken mevcut uygulama (sabit kur, yüksek faiz) tercih ediliyorsa kkm ile zengin edilen grup bu defa da farklı bir yöntemle daha da zengin ediliyor diyebilir miyiz, birde yabancılar için ayrı ama yerliler dövizin bozup mevduata koysa bile reel Enflasyonun altında kalacağı için bu işlemden zarar etmiş olmuyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tek alternatif yapısal reformlara başlamaktır.

      Sil
    2. Hocam açar mısınız biraz bu reform konusunu?

      Sil
  4. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Hocam 4. Paragrafın sonundaki rakamlar milyar tl yazılmış ama trilyon tl olması gerekmez mi. Saygılar

    YanıtlaSil
  6. Elinize sağlık çok güzel bir resim çizmişsiniz. Acı ilacı içmeden bu iş çözülmesi zor görünüyor. Bir ülkede döviz fiyatı yanlışsa herşey yanlıştır. Ege hocaya daselam buradan. Selamlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında ülkede faiz yanlışsa her şey yanlış gidiyor.

      Sil
  7. Enflasyonu düşürme programının başarılı olacağına kimse inanmıyor maalesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü ortada faiz dışında hiçbir program yok. Kamuda tasarruf diyorlar diyenler tasarruf yapmıyor.

      Sil
  8. Hocam döviz yukselse dahi TÜİK her türlü hükümete yardımcı olup TUFE yi 1.5% ye sabitler ;-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne var ki o kandırmaca olayı çözmüyor, büyütüyor.

      Sil
  9. döviz cinsi ticari kredilerdeki durum peki?

    YanıtlaSil
  10. Hocam yazınız için teşekkür ederiz.

    Son paragraf uzun süreli çözüm olmakla birlikte , bunun hayata geçirilmesi ve bununla birlikte net rezervleri Cary Trade nedeni ile sıkıntıya sokmayacak tutar kadar, teknolojik katma değeri yüksek yarımlara, finansmanı dışardan olmak kaydı ile bir teşvik paketi açıklamak çözüm olmaz mı ?

    Mesela BYD ye ve benzeri, Tesla enerjide yatırım arar, Çip üreticileri vs gibi firmalara finansmanın ile gel teşvik budur demek bence yazınızda anlattığınız denemde servet transferi ile kasasını dolduran yerliyi de teşvik kapsamında JV ortaklık olarak da olsa reel yatırıma teşvik etmez mi ?

    Tam çıkmaz yol aksi durum, kaldı ki kimse 2-3 yıl yapısal reformlara da bu hali ile inandırılamaz bence değişimsiz…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dediğiniz türden önlemler geçici çözüm sağlıyor. Ülkede karar alınamıyor, herkes en yukarıya bakıyor ve emir bekliyor. Bir sistem 21. yüzyılda böyle yürümez. 19'uncu yüzyılda bile yürüyemedi.

      Sil
  11. Uzunca bir süredir uygulanan para politikaları bana, kucaktan-kucağa yurdum insanı dedirtiyor.!
    Bilgilendirdiğiniz için teşekkürler hocam.

    YanıtlaSil
  12. Yazdıklarınızın hepsi çok önemli ama sanırım Carry trade meselesi kadar önemli hatta daha da önemli bir nokta enflasyonu düşük göstermek zararın boyutunu da katlıyor. Halkın inanmadığı enflasyon "bilinçli çarpıtılmış" oranı ile oynayarak yapılan resmen siyasi ahlaksızlık...

    YanıtlaSil
  13. Hocam elinize sağlık.Harika bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  14. Yine mükemmel bir durum tespiti.

    YanıtlaSil
  15. Mahfi Bey, faiz indirimi için sizce uygun zaman nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence ikişer puanlık indirimler halinde başlanmalı. Çünkü carry trade yoluyla resmen ülkenin servetini dışarıya transfer ediyoruz.

      Sil
    2. Hocam bu yüzdenmi ĵaponlar dünyada en çok bizi seviyor?

      Sil
    3. Japonlar Dünya'da en çok bizi mi seviyormuş? :),
      Geçen ay Tokyo'daydım. Yanlış istihbarat. :)

      Sil
  16. Bu kadar doğru tespit tek yazıda. Bravo hocam.

    YanıtlaSil
  17. Uygulanan yanlış politikalardan sonra faiz artırılması gerekliydi. Faiz artırılınca da bu sonucun doğacağı belliydi. Carry trade bu işin doğal sonucu.Şimdi hükümeti tekrar yanlış adım atmaya yöneltecek yorumlardan kaçınmak gerekiyor. En azından geçmiş politikalar eleştirildiyse, şimdi uygulanan politikanın da olumsuz sonuçlarına rağmen gerekli olduğu belirtilmeli diye düşünüyorum.
    Saygılar hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru ama işte faizin artırılması tek başına durumu düzeltemiyor. O nedenle en başından beri faizin mutlaka yapısal reformlarla desteklenmesi gerektiğini söylüyorum.

      Sil
  18. Ekonomide pusula işlevi görüyorsunuz hocam. Yolunu şaşıran sizi okusun.

    YanıtlaSil
  19. hocam güzel yazınız için tşk ederim.. gerçek enflasyonu baz aldığımızda şuan ki dolat/tl fiyatının 60-70 bandında olması gerekiyor. Sonuçta siz doları tutsanızda başka hiçbir şeyin fiyatını tutamadınız. yani piyasada aslında herşey dolar 70 lira gibi fiyatlandı.! tek gerçek seviyesinde olmayan enstürman dolar. dolar elbet yediği enflasyonun acısını çıkartacak ve olması gereken yere gelecek. sorum şu: dolar 70 lira olduğunda sanki 70 lira gibi fiyatlanmış herşey bundan ne kadar etkilenecek.. başta onu yansıtmaya çalışan esnaf hizmet sektörü olmaya çalışsada yaşanacak resesyonun etkisiyle aslında geri şuan ki etiket fiyatlarına dönüleceğini düşünüyorum. sizin düşünceniz nedir..? sevgi ve saygılarımla..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz böyle olduğu ve carry trade devam ettiği sürece kurun yükselmesi pek olası değil. Bir hata yapılırsa yükselir.

      Sil
  20. Carry trade konusunda Mehmet Şimşek'e yüklenmenin alemi yok. Yapmak zorundaydı ve yapılması gerek yapılıyor.2021 ve sonrasında uygulanan fecaat faiz indirim çılgınlığından sonra her türlü acı reçete karşımıza çıkacaktı.Rezervler yeterli seviyeye gelip, ekonomi yönetime güven biraz daha pekişirse kademeli faiz indirimleriyle carry trade'in yükü hafifletilebilir.Saygılar,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye'nin sorunları (ekonomi dahil) Mehmet Beyin çok ötesinde çözümler gerektiriyor. Bence ekonomi, sorunların en kolay çözülebilecek olanı.

      Sil
  21. Hocam bu yazınızda olduğu gibi bir çok yazınızda değindiğiniz yapısal reformlar nelerdir?

    YanıtlaSil
  22. Şahane bir yazı olmuş. Ama korkum yorumlarda yine bir kaç kere "yapısal reformlar nelerdir" sorusu gelecek. Kolaylıklar ve sabırlar hocam :)

    YanıtlaSil
  23. Keşke ana akım kanallarda bu kıymetli görüşlerinizi daha geniş bir kitleye duyurabilseniz. Ekodiyalog günleri şahaneydi .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben ana akım kanallar çok özel durumlar olmadığı takdirde çıkmıyorum. Ama her Çarşamba saat 16'da CNBCe'de yorum yapıyorum.

      Sil
  24. Bilgileri sırala ,hafızayı tazele, durum tespiti analizi yap , hem eleştiri getir hem de çözüm yolları öner.
    Matematiksel zeka budur.

    YanıtlaSil
  25. Hocam yazılarınızı okudukça , bu ülkede bir iktidar değişikliği olursa kesinlikle ekonomi yönetiminde görev almanız gerektiğine daha çok ikna oluyorum. Teklif gelse düşünür müsünüz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır. Ben bu görevlere artık gençlerin gelmesini, bizlerin de bir şekilde bilgimizi ve deneyimlerimizi paylaşmamız gerektiğine inanıyorum.

      Sil
  26. Hocam klasik müziği sevdiğinizi biliyoruz. Sizce ekonomimizin mevcut durumu hangi klasik müzik eserini çağrıştırıyor?

    YanıtlaSil
  27. Yine bir mesai sonu ve yine enfes bir Mahfi eğilmez yazısı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazınızda ki cümle "Bu kadar yanlış bir ekonomi politikası uygulamasının ekonomiyi getirdiği aşamada birçok öelişkiyle karşı karşıyayız." ö harfi ç olacak hocam.
      10 parmak yazdığınızı da öğrenmiş oldum :-) Klavyede ö ve ç harfleri yan yana olduğu için 10 parmak yazanlar bazen yanlış basar.
      Saygılar.

      Sil
  28. Hocam Kadın Voleybol milli takımımızda Tuğba Şen'in çıkarılıp İlkin Aydın'ın kadroya dahil edilmesi hakkında düşünceleriniz nedir? Sizce haksızlık yapılıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda çok yorum yapıldı, çok da dedikodu var. Ne yazık ki Federasyondan hiçbir açıklama gelmemesi kuşkuları davet ediyor. Türkiye'nin en ciddi sorunlarından birisi iletişim sorunudur. Federasyon ya da iletişimcisi (varsa) olimpiyatlara niçin 14 kişi götürüldüğünü baştan açıklasaydı, şimdi İlkin Tuğba değişikliğinin niçin yapıldığını anlatabilir, dedikoduları da önleyebilirdi. Kimse yukarıya sormadan açıklama yapamıyor. Tek adam rejiminin yarattığı sorunlardan en önemlisi budur.

      Sil
    2. İlkin'in Vargas için söyledikleri takımdaşlığa aykırı ben antrönör olsam hemen geri gönderirim.Takımda ahenk bozulmuştur döviz in dengesi bozulunca düzeltmesi zorsa sporda dengelerin sağlanması dahada zordur.

      Sil
  29. Mahfi Eğilmez yazısı okumak kadar keyifli başka bir şey de Mahfi Eğilmez yazısına yapılan yorumları okumaktır. Burası kaliteli yorum ve tartışmalarla dolacak umuyorum ki.

    YanıtlaSil
  30. Hocam bir öneri, youtube kanalı açsanız.Bu yazıdaki gibi görüşlerinizi kısa kısa o videolarda da paylaşsanız. (5'er ,10'ar dk'lık videolar) .Çok daha geniş bir kitleye hitap etmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler öneri için ama ben burada yazmayı seviyorum.

      Sil
    2. Hocam benim youtube kanalıma çıkın. Hem genç bir girişimciyi desteklemiş olursunuz :)

      Sil
  31. Hocam ekonomik gidişatı doğru değerlendirmemizi sağlayan yazınız için teşekkür ederiz. Yazınızın son paragrafında beklentilerin olumluya dönmesinin öneminden bahsediyorsunuz. Meclis gündemindeki vergi kanun taslağının yetersizliği, kamuda tasarruf yönünde ciddi adımlar atıllmaması ve özellikle yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki (kamu zamları) aşıriliklar maalesef hem finansal okur yazarlığı olan kesimlerde, hem de sıradan vatandaşda olumsuz beklentileri pekiştirmekte ve güvensizlik yaratmaktadır. Sanırım halkımızın büyük kısmı yabancıların ekonomimiz hakkındaki methiyelerinin çıkar amaçlı olduğunun farkındadır veya yakın vadede farkına varacaktır.

    YanıtlaSil
  32. Ufuk açıcı bir yazı daha .Tebrikler hocam

    YanıtlaSil
  33. Sayın üstad, harika kaleme almissiniz. Elinize, kolunuza, emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  34. hocam emeğinize sağlık güzel anlatım . hocam bunu politikacılar sevmez ama tek çare sanki acı çekecegiz acılara katlanacağız ama düzelim yoluna gideceğiz yoksa bu bir sarmala dönecek ne yapsan ne etsen sonunda zararlı çıkan sen olacan kumar gibi kazanan hep kasa ( bizde dolar yok ) bizim paramız rezerv para değil ki takla attıralım sonrada çıkan faizi dünyaya ödetelim ABD gibi birilerinin buna dur demesi gerekmiyormu hocam yoksa gerçekten daha kötüye doğru sürükleniyoruz.

    YanıtlaSil
  35. 21 Şubat 2001de olan da buydu sanırım. Doğru mudur?

    YanıtlaSil
  36. Emeginize saglik Mahvi hocam. Cok faydalaniyor ve bilgi ediniyoruz. Uretmeye devam etmeniz dileklerimle 🙏

    YanıtlaSil
  37. Bir arabayı en az 15 sene satmadan kullanmadıkça, Bir cep telefonunu en az 5 sene satmadan kullanmadıkça Türkiye'de ekonominin düzelmesi zor. Avrupa'da Paris sokaklarına bakın çok tatlı nostaljik 40 yıllık Fransız arabaları var. Çok tatlı 200, 300,400 yıllık konutlar tarihi binalar var Fransa'da. Deprem yerleri haric kentsel dönüsüm yapılmamalı Türkiye'de. Sanırım Türkiye'de millet de itibardan tasarruf olmaz mottosunu benimsemiş gözüküyor ama ne itibar! Bir de ghettolarda yetişen çocuklar büyüdü partilere kayıt oldu devlette mevkilerin başına geldi (Fransa'da Ghettolarda büyüyenleri doktor, polis bile yapmıyorlar nerede kalmış savcı yapmak, genel müdür yapmak) (Köyde büyüyenleri Fransa'da , polis de yapıyorlar ,savcı da yapıyorlar ghettoda büyüyenleri yapmıyorlar) ve bu ghettolular başladılar devletin malıyla itibar görmeye, gözleri de doymuyor karınları da doymuyor, 7 sülalesini de devlette torpil ile işe sokuyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kafamız; ortadoğu.
      Kanada da canlı müziğe gitmiştik. Herkes salaş, mütevazi. Şarkıcının giydiği kıyafeti dışarda giymezsin. Sonra sağıma baktım; Eşim BANU ALKAN gibi giyinmiş.

      Sil
  38. Devleti şirket gibi yönetmek diye bir laf vardı hatırlıyormusunuz?
    Demekki olmuyormuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hakikaten de şirket gibi yönetildiğini mi düşünüyorsunuz? Şirket gibi yönetilse bütçe açık vermez, eyt çıkmaz, cari açık düşer, Çelik ihracatı katma değerli ürün olarak ihraç edilir, imar affıyla gecekondudan haksız zenginleşmeyle apartman sahibi olanlardan güzel vergi alınır, hatta özelleştirmeden kalan kitler ve belediyeler kar rekorları kırardı. Bir ülkeyi şirket gibi yönetebilirsiniz ancak sağlık konusu özel olacaksa her doktor kaç hasta iyileştirmis kaç hasta ölmüş bunların istatistikleri de tutulmalı performansta ve hastalar görebilmeli. Fakat mesela SGK sağlık primleri (emeklilik ayrı) için havuz hesabı yerine herkesin görebildiği ve yapılan muayene yazılan ilaçlarını ve yatırdığı primlerini kişinin kendisinin de görebildiği bir portal olsaydı çok büyük ihtimalle vatandaş bunu kendisi denetliyor olurdu ve ilaç , protez ve ameliyat vurgunları belki de azabilirdi. Bir de bu sağlık hesabında birikenleri de bireysel emeklilik gibi kişi kendisi sgknın belirlediği seçmeli fonlardan yatırım amaçlı belirleyebilseydi güzel olabilirdi. Tabi bu ütopik bir fikir gibi gelebilir ancak o kadar çok duyduk ki sgkyı dolandıranları ve hatta bazı az sayıda ahlaksız doktorlar çıkabildiğini ve bunların sgk dolandırıcılık işleri içinde olduklarını. Yani yapılan harcamalarını kesintilerini kişiler kendi primleriyle biriken sağlık hesaplarından ödeselerdi ve denetleselerdi bu tür dolandırıcılıklar olmazdı diye düşünüyorum. Tabi ben burada ütopik bir sistemden bahsediyorum. İnsanın rasyonel akıl ile yaratılması bu dünyada işlerin dönmesine olanak sağlıyor. İnanan var inanmayan var ve bu da yaratılıs geregi diye inanıyorum. Ayet şu şekilde "
      Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için, (çeşitli alanlarda) kimini kimine, derece derece üstün kıldık. Rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri (dünyalık) şeylerden daha hayırlıdır." bir deprem oluyor insanlar yükselecek diye çimento hisselerine para yatırmaya başlıyor ve çimento şirketleri de çimento üretebilmek için bir anda çok yüksek bir finansmana kavuşuyor. Veya ortadoğuda savaş çıkıyor insanlar savunma sanayi hisselerine para yatırmaya başlıyor ve savunma sanayi şirketleri bir anda ürünlerini üretebilmek için yüksek finansmana kavuşuyor. Mesela bu sene buğday pahalanıyor çiftçi daha çok buğday ekiyor para kazanmak için ve sonraki sene fiyatlar düşüyor gibi vs. Bunlar piyasanın dengeleri. Ancak mesela buğday konusunda, Ukrayna'da süren savaşta tarlalar mühimmatlardaki kimyasallarla zehirlendiği ve Almanya bunu bildiği için ithal etmiyor fakat Türkiye ve Hakan Fidan bu anlaşmayı yaptığı için bununla övünüyor. İnsanların bu buğdayla sağlıklarını bozuyorlar ya haberleri yok , ya düşünemiyorlar ya da umursamıyorlar. Kac ton mühimmat düştü o buğday tarlalarina kim bilir. Hadi Hakan Fidan düşünemiyor sağlık konusu diye ya eski sağlık bakanı Fahrettin Koca da mı düşünemedi o ithal Ukrayna bugdaylarinin kimyasal etkiye maruz kaldığını? Bütün bunları yazıyorum fikirlerimizi çalıp yüksek maaşları onlar alıyor. Daha da bir şey yazmayacam ne de fikir vereceğim bunlara diyorum ama o zaman da ülkeye yazık oluyor.

      Sil
    2. Devleti şirket gibi yönetemezsiniz. Bunun neden olmayacağını anlatan eski bir yazımı paylaşayım.
      https://www.mahfiegilmez.com/2015/03/devlet-sirket-gibi-yonetilebilir-mi.html

      Sil
    3. Mahfi Hocam yukarıda yazan arkadaş konudan konuya atlayıp salata yapmış. Bence de devletler şirketler gibi yönetilemez. Fakat yukarıda yazan arkadaş bir noktada doğru yazmış o da son cümleleri. Bbc de bu konuyu haberleştirmiş. https://www.bbc.com/future/article/20230221-the-toxic-legacy-of-the-ukraine-war

      Sil
    4. 00:32 'de yorum yazan kişiye sorum madem piyasa dengesi var o zaman neden her yerde mantar gibi biten cafeler görüyoruz ama bir bardak kahve 3-5 dolar ve Washington'daki kahve fiyatlardan 2 dolar pahalı?

      Sil
  39. Hocam, para politikaları maliye politikalari uyumlu olmali aslinda. Ama ciddi bur uyumsuzluk var gibi. Yani maliye politikasinin vergi tarafında aşırı sikilasma var ancak harcama tarafinda en ufak bur sikilasma göremiyoruz. Ayrica hocam bir ekonomi özellikle de makro bazda sadece parasal politikalsr yoluyla duzeltilemez. Para politikasi aslında temelde yapisal sorun varsa buna neşter vurularak düzeltilmesi icin zaman kazandırmak ve bazi ince rötuşlar yapmaktir. Maalesef su anki ekonomi yönetimi adeta para politikasini yaraya neşter vurmak icin kullaniyor. Bu yarayi daha kotulestirip kangrene neden olmaz mi?.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vergilerde aşırı sıkılaşma yok. Sadece adaletsiz bir vergi uygulaması var. Serveti arttığı halde gelir vergisi vermeyen bir sürü insan var. Kara para, uyuşturucu parası gibi yasa dışı yollarla zengin olan ama devlete vergi vermeyen insanlar var. O nedenle servet beyanı ve servet incelmesi sisteminin geri getirilmesini savunuyorum.

      Sil
    2. Hocam çok uzun süre olmasa da Amerika da kalma fırsatım olmuştu, adamlar vergi memurlarından korktukları kadar hiç bir şeyden korkmuyor. Eğer bir vergi kaçağı yakalarsa lar sadece tüm malınız mülkünüzden olup 5 parasız kalmıyor aynı zamanda yıllarca hapiste yatıyorsunuz hayatınız kayıyor. Yok savcılık kararı yok mahkeme kararı gerekmiyor, vergi memurları sizi soruşturuyorsa, tüm özel eposta, mesaj, telefon görüşmelerinizi dinleme ve kaydetme yetkisine sahipler. Onların oranlarını bilmiyorum ama eminim ki bizdeki gibi toplanan tüm vergilerin % 68 i dolaylı vergi değil doğrudan vergidir.

      Ayrıca Amerika da bizde ki gibi "az kazanandan az vergi, çok kazanandan çok vergi" gibi saçma sapan (sadece beyaz-mavi yaka bordrolulara uygulanan) kulağa hoş gelen ama popülist ve tamamen adaletsiz söylemler hiç yok. Çünkü bu sadece bordrolulara uygulanıyor ki bence bu da adaletsiz. Maaşı yüksek olanın yüksek maaş almasının bir sebebi var. Daha nitelikli olması. Siz eğer bizdeki gibi nitelikli çalışandan sürekli daha fazla ve niteliksiz olandan sürekli daha az vergi alırsanız, cahil cühela ve beş para etmez niteliksizler'in oylarıyla yıllarca seçim kazanırsınız ama bir ülke o kesimle yükselmez, nitelikli iş gücüyle yükselir. Nitelikli olmanın sürekli cezalandırıldığı ve niteliksiz olana eşitlendiği bir yerde, nitelikli kesim ya yurt dışına kaçar gider yada bu nitelikli işleri yapmayı bırakır. Bakınız doktorlar, mimarlar, mühendisler, akademisyenler. Gelir Vergisi Amerika da istisnasız herkese hem bireylere hem şirketler ve esnaflara % 30 olarak uygulanıyor. Adil olanda zaten budur. Yılda 100 bin kazanan 30 bin, yılda 500 bin kazanan 150 bin vergi ödüyor. 5 kat kazanan zaten 5 kat vergi ödüyor. Adil olan herkesin yüzdesel olarak aynı vergiyi ödemesidir. Siz eğer bu oranı çok daha basit, anlaşılır, adil ve eşit olarak uygulamazsanız, ülke işte bu hale gelir. Beyin takımınızı yurt dışına kaptırır sizde beyinsiz kalırsınız.

      Servet beyanı ve servet incelemesi konusunda size tamamen katılıyorum ama bence burada bir noktayı atlıyorsunuz. Yasal dışı yollarla kazanılan para bir şekilde aklanıyor ama bu asıl olarak vergi kaçırmak değil zaten tamamen ayrı bir suç orası doğruda, yasal yollarla kazanılan paranın da vergisi ödenmiyor. En küçük esnaftan en büyük şirketlere kadar bordrolular hariç hiç bir tüzel kişilik vergi ödemiyor. Esnaf kasap masrafını bile gider gösteriyor. Arabalar yatlar helikopterler bunların yakıtları bakımları giderleri tamamı vergiden düşülüyor. Koskoca holding sahibi, hiç utanmadan cep telefonunu bile şirkete fatura kestiriyor. Tüm özel harcamalarını her şeyi ama herşeyi vergiden düşüyor. Servet beyanı ve incelemesi tamam ama bence özellikle bu konuda çok radikal bir adımla Vergi Kanunlarında çok basit ama radikal bir yasa değişikliği de gerekiyor.
      Benim maaşım daha elime geçmeden vergisi kesilirken, en büyük şirketlerden en küçük dandik esnafa kadar kimsenin vergi ödememesi de insanın zoruna gidiyor arkadaş. Bordro Mahkumu nasıl çalsın?? Ama bir allahın kulu da kalkıp buna itiraz etmiyor dile getirmiyor.

      Özel Sektör, Siyasetçi El ele, Vatandaşı Düdükle. Bu düzen değişir mi? Vatandaş akıllanıp hakkını aramadıkça hesap sormadıkça değişmez. Vatandaş akıllanır mı? O da boş bir hayal. Böyle gelmiş böyle gider.

      Sil
  40. Demekki Naci Ağbalın döneminde faizi %25 veya 30 çıkarsaydılar bu durumlar hiç yaşanmayacaktı

    YanıtlaSil
  41. Burada en önemli nokta ekonomi yönetiminin derdinin günü kurtarmak mı yoksa ekonomiyi kalıcı bir şekilde rayına sokmak mı olduguna bağlı. Yoksa bu zamana kadar ekonomiyi yönetenler ülkeyi bu duruma ekonomi yönetimini bilmediklerinden getirmediler. Amaçları oydu. Şimdi de en önemli nokta amaçlarının ne olduğu. Şu an görünen pek uzun vade bakmıyorlar, günü kurtarma derdindeler gibi gösteriyor. Çünkü şu anki politika sürdürülebilir değil. En başta tatlı gelen ama zamanla insana zarar veren bir sarhoşluk halindeyiz. Ama umarım uzun vadeye yayılmış, ülkenin ve vatandaşın yararına adımlar atılır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet maalesef biz hep günü kurtarma, seçimi kaybetmeme sistemi üzerine kurulu politikalar izleyip yapısal reformlara girmediğimiz için ileriye gidemiyoruz.

      Sil
  42. Hocam Naci Ağbalın döneminde faizleri %25-30 çıkarsaydılar, bu duruma gelmeme ihtimalimiz varmıydı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 22 bile yetebilirdi muhtamel siyaset isin icine girmese turkiye cok guzel bir ivme yakalamisti o kacirdgimz trenin son vagonuydu

      Sil
    2. Kesinlikle vardı. Naci Ağbal sonrasında da vardı. Eylül 2021'de faizi düşürmeye başlamak yerine % 19'dan 22'ye çıkarsalardı bugün bu sorunların hiçbiri olmayacaktı. Tam tersini yapıp düşürmeye başladılar ve buraya geldik.

      Sil
  43. Sayın Hocam akp kendi kitlesine edeceği yardımı etdi ve misyonunu tamamladı herkes hatırlasın akp dolar endeksinin en yüksek olduğu zaman 126 seviyelerindeki ecevit hükümetini kötülüyerek alay ederek halkın dini duygularını manüpüle ederek iktidara geldi ben çevreme dolardaki kötüleşmeyle gelen dolardaki kötüleşmeyle gider dedim dolar endeksi 104binde ama şu andaki durum çok daha kötü iktidar hiç durmadan devamlı manüpülasyon yapdı-yapıyor şu anda bile herşey çok iyi yakında ekonomimiz sınıf atlayacak diye demeç veriliyor buna insanlar inanıyor bunu söyliyenler insanların inanacağını bildiği için söylüyor fakat artık manüpülasyonun fayda etmediği sizin açıkladığınız bıcak sırtı durumdayız akp nin sizin düşündüğünüz reformları düşünmediğini hepimiz biliyoruz en garibi bu parti sadece tüketimi arttırıcı yatırımlar yapdı başka bir şey bilmiyorlarki teknolojik girişimcileri arge cileri yok etdiler bu bıcak sırtı durumdan kurtulmanın tek yolu patentli üretimle ihracat yapıp döviz kazandırmakdır üzerinde çalışdığım birkaç arge üretim ihracat projesi var kosgeb e sıradan vatandaş olarak arge-patent-üretim yardımı için müracaat edelim 1 kuruş yardım alamayız son derecede kötü davranırlar ve yardım edicekmiş gibi yapıp aylarca bir sürü kurumdan bir sürü belge isterler bir sürü zaman-para harcarsınız sonunda sizi kovarlar bunu bana yıllar önce söylemişlerdi inanmamışdım yaşayınca adamlar doğru söylemiş acaba neden devlet kurumu ülkenin menfaatine aykırı pozisyonda diye düşünüyorum ve Türkiyede çoğunluk şeyin ülkenin menfaatine aykırı olduğunu görüyorum tüketim toplumunda bütün yaşantı neredeyse ülkenin menfaatine aykırı durumda bunu anlayabilecek düzeltebilecek fikir insanlarına ihtiyaç var meclisdekilerle bu işlerin düzeleceğini düşünmüyorum fakat yinede acilen ülkemizde seçim olmalı muhalefet iktidara gelmelidir muhalefet muhakkak reformlar yapacakdır eğer seçim olmazsa faizi düşüremeyecekleri için ve reform yapamayacakları için halk çok daha fakirleşecekdir.

    YanıtlaSil
  44. Hocam 3. Paragrafın sonunda belirttiğiniz TCMB zararı yılın sadece ikinci yarısındaki kısım diye biliyorum. 2023 Temmuz ayında yapılan değişiklikle Hazineden TCMB ye devredildi diye hatırlıyorum. Yanlışsam lütfen düzeltiniz. Saygılarımla

    YanıtlaSil
  45. Servet transferinin alasını yaptılar, düşük faizle kredi verdiler, krediyi çeken koşup dolar aldı, gittiler o dolarları kkm’ye koydular, şimdi de carry trade ile duble yapıyorlar, ben bunların yabancı olduklarına da inanmıyorum. Taa en başta bizim paralarımızı alan yerliler bunlar. Akepenin yeni züppe zenginleri, pudracılar.

    YanıtlaSil
  46. Hocam memleketin kaynakları peşkeşmi çekiliyor?

    YanıtlaSil
  47. Hocam bu bahsettiğiniz yapısal reformlara girişilip uygulamaya konulması bir süreç. Bu faizle bu sürecin meyvelerini beklemeye ülke ekonomisinin nefesi yetecek mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır, bu aşamada tek başına faizle bu ekonominin sorunları çözülemez.

      Sil
  48. Mahfi hocam, pek çok yazınızda "yapısal reform"un tek çıkış yolu olduğunu vurguluyorsunuz.
    Iyi de bir genelgeyle TBMM kararının yok sayıldığı (istanbul sozlesmesi), AHIM ve AYM kararlarının uygulanmadığı bir dönemin sirumlusu olan yönetimin hangi düzenlemesinin kalici olacağına inanabilir misiniz?
    Son 15-10 yıl mercek altına alınıp hesap sorulmadan siyasasete güven sağlanabilir mi?
    Ben inanmam da, güvenmem de...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de inanmıyorum ama yapılabileceğine inanmasam da gerçekleri ve çözüm yolunu göstermeye devam ediyorum.

      Sil
  49. Hocam elinize emeğinize sağlık. Şu an carry trade ile nitelendirilen dolar miltarı merkez bankasının rezervinin ne kadarını teşkil ediyor. Buna bağlı olarak ülke içinde ne kadar döviz mevudatı TL ye geçti acaba. Dediğiniz gibi dışarıdan gelen dolar tekrar hızlıca yurt dışına çıkarsa ne ölçüde krize sebep olabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki bunu bilmiyorum. MB böyle bir bilgi paylaşmıyor.

      Sil
    2. Seçimden sonra rezervlerdeki 80 mia USD artışın büyük kısmı carry trade.
      Garanti Bankası genel müdürünün yorumuna göre bunun %40'ı dışardan, %60'ı içerden geldi.

      Sil
    3. Kabaca benim de tahminim bu civarda. Ama dediğim gibi bunlar hep tahmin.

      Sil
    4. Teşekkür ederim hocam

      Sil
  50. Elinize saglik güzel bir özet olmuş okurken bile tüyler ürpertiyor kaldıkı yaşadık bunları yaşiyoruz o kadar cok sorum varki size ama hepsinin tek cvb ı var bildgim icin sormuyorum ...ülkem adına o kadar edişeliyim ki geceleri uyuyabilmek icin belkide ilaç almanin zamanı geldi kaygılarımı yatıştıramıyorum göz göre göre ucurumdan aşagı ucuyoruz sizi bilmem ama ben ümüdimi kaybetim yılardir ticaretin icerisindeyim 2001 de bankaların önünde haftalarca bekledim ben boyle birsey görmedim bundan cıkıs yok umarim sadece ekonomik hasarlarla sınanırız..iyi günler sayın hocam

    YanıtlaSil
  51. HOCAM ne olsun istiyorsunuz.faiz artmalı dediniz oldu.kamuda tasarruf dediniz oldu.kkm'den çıkılmalı dediniz yüzde 40 azaldı.tipik bir CHPlisiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birincisi ben CHP'li değilim. Ben hiçbir görüşe taraftar olarak bağlanmam. Bu benim bağımsız, özgür düşünce yapımın gereğidir. İkincisi ne yazık ki siz, yazdığınız yorumdan anladığım kadarıyla, beni suçladığınız durumun tam olarak içindesiniz yani siyasal iktidarım fanatiğisiniz. Çünkü ben hiçbir zaman faiz artırılarak olayın çözüleceğini söylemedim. Hep dediğim şuydu: "Faiz tek başına bu sorunları çözemez yavaş yavaş faizi artırırken başta hukukun üstünlüğü olmak üzere yapısal reformların başlatılması lazım." Evet faiz artırıldı ama ortada yapısal reformların y'si bile yok. Öte yandan kamuda tasarruf falan olmadı. Ben kamuda tasarruf denilince saraya bakarım. Günde 1 milyon dolarlık masrafta azalma var mı yok mu? Yani en yukarıdakiler tasarruf yapmazsa kimse yapmaz. Zaten yapmıyorlar da. KKM'den çıkıldı ama yerine carry trade geldi ki çok daha pamuk ipliğine bağlı bir araç.
      Size tavsiyem birisi hakkında bir yargıya varmadan ve onu suçlamadan önce onun ne dediğini, neyi savunduğunu iyice okuyup öğrenin, aksi takdirde böyle mahcup olursunuz.

      Sil
    2. HOCAM anlıyorum da ben sizin şahsınızda istemezükçüleri eleştiriyorum.Ne tür yapısal reformlardan bahsediyorsunuz mesela?

      Sil
    3. Hepsi burada: https://www.remzi.com.tr/kitap/yapisal-reformlar-ve-turkiye

      Sil
    4. Aman hocam takmayın ya, hatta bence mutlu olun. Yıllarca miş miş muş muş yaşamış yıllarca oy vermiş ama bir kez bile sizin gibi bizim gibi apolitik insanlara kulak vermemiş adam bile kendini aşmış gelmiş sizi okuyor yetmemiş üstüne yorum yazıyor demek ki en sonunda onunda canı yanıyor en sonunda tek adamın ağzından başka yerlere de bakınmaya başlamış :-) Şimdiye kadar bizden olmayan düşman, taraf olmayan bertaraf olur, bunlar terörist bunlar vatan haini bunlar dinsiz,, farklı düşünen herkese düşman edilmiş her gün ATV yıllarca beyni sulandırılmış adamda o kadarcık direnç olur ama gelişme var :-) En azından onun bile yolu sizin sitenize düşmüş. Burada ki çoğu insan gibi sizin gibi bende apolitik biriyim. Günlük hayatta sen CHP lisin diyene benim hiç bir siyasi görüşüm yok Ben Türkiyeliyim, diyorum adamlar onu bile algılayamıyor sanki kendisi gibi herkesin koyun gibi kaval dinlediğini sanıyor. Ona göre eleştiriyorsan CHP lisin, :-) Onun dinlediği kavalı dinlemiyorsan başka kavalı dinliyorsun sanıyor. Ama gelişme var :-) Daha önce hiç dinlemiyordu bunlar, şimdi sağa sola bakınmaya başlamışlar.

      Sil
  52. Merhabalar. Carry trade ile gelen paranın en küçük bir kur artışında uçup gideceğini yazmışsınız. Aynı durum, dövizini TL mevduata çeviren yerli yatırımcı için de geçerli değil mi? Bu insanlar da kur artışında mevduatlarını tekrar dövize çevirmeyecek veya yastık altında altın olarak saklamayacak mı? Neden carry trade daha riskli bir durum oluşturuyor? Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet aynen geçerli. Esasen carry trade yurt dışından bu şekilde geçici kazanç amacıyla gelen paralar için kullanılan bir deyim ama ben bu deyimi yurt içinde döviz hesaplarından aynı amaçla TL'ye dönenlerin yaptığı iş için de kullanıyorum.

      Sil
  53. Bence Türkiye’nin en büyük sorunu Avrupa ülkesi mi olacağı yoksa Asya ülkesi mi? Avrupa çöküşe doğru giderken Yapısal reformda AB hedefi koymak saçmalık. Bana göre Japonya veya Çin tipi ekonomik büyüme yapmamız lazım. O da Ar-Ge yatırımı yapmak lazım. Bilime yatırım yapmak lazım…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asya ülkelerinin durumu da fena değil. Özellikle uzak doğu ülkeleri gayet iyi. Türkiye'nin sorunu orta doğulu olamaya doğru gitmesi.

      Sil
    2. Hocam zaten %80 orta doğulu olduğumuza göre doğal olanı neden sorun olsun?

      Sil
    3. Hocam orta doğu'da zengin körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan var. Yakında oraya da uymayacağız.

      Sil
  54. Hocam ekonomiye resetmi atılacak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konu ekonomiden çok daha geniş. Ekonomiye reset atsak sığınmacı sorunu çözülecek mi? Eğitimdeki kalite düşüklüğü giderilebilecek mi? Demokrasimiz doğru bir zemine oturacak mı? Bunların hiçbir olmayacak ve sonunda ekonomi düzelse bile yeniden bozulacak. Onun için konu ekonomiyi çok aşıyor.

      Sil
  55. Elinize sağlık Hocam.Çok güzel bir yazı olmuş.
    Uzun süredir yazılarınızı takip eden ve yorum paylaşan biri olarak,bu yazınızdaki bir ifadeniz dikkatimi çekti.
    Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarını kastederek;”esas görevi ülkeye para yatıran yabancıların durumunu korumak olan kredi kuruluşları” demişsiniz.
    Bu şirketlerle ilgili bu tonda ve bu nitelikte bir eleştirinizi daha önce okuduğumu hatırlamıyorum.
    Yanılıyor muyum?

    Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de hatırlamıyorum ama işin doğrusu bu. Yani kredi derecelendirme kuruluşlarının temel görevi yatırımcılara paralarını yatıracakları ülke hakkında kredi notu sunmak. Bunu yaparken de değerlendirmeleri arasında doğal olarak yatırımcıları koruyacak, onların paralarını zamanında almalarını sağlayacak olanakların olup olmadığının incelenmesi en ön sırada yer alıyor. Rezervler bu çerçevede çok önemli bir gösterge.

      Sil
    2. Adsız26 Temmuz 2024 23:36 bende sizin gibi düşünüyorum. Mahfi bey demek ki bu kuruluşlar en azından şu an için yatırımcılarının zarar etmeyeceğini ve paralarını zamanında alabileceğini düşünüyor demektir. Gelecekte değil ama an itibariyle durumumuzun görünürde iyiye gittiği de bir gerçek. Yüzümüzü orta doğudan batıya doğru çevirmeye başladık, daha ılıman bir padişahımız var, daha yüksek faizle borçlanıyor olsak ta borçlanabiliyor durumdayız net rezervlerimiz yükseliyor. Bence şu an için bunlar bu not artışını hak eder.

      Daha uzun vade için çok büyük sorunlar çıkabilir buna da katılıyorum ama kısa vade için bence bu not artışı çok normal asıl önemli olan, sürecin bundan sonra nasıl gideceği, not artışları devam edecek mi? Notumuzu arttıran bağımsız kurumların sayısı artacak mı? Bence bunlar beklenmeli ve bunlara bakılmalı.
      Çünkü yabancı yatırımcılar bir ülkenin toparlandığını vurguluyorsa iki olasılık söz konusudur: (1) Gerçekten işler iyiye gidiyor olabilir. (2) Yabancılar, o ülkeden iyi para kazandıkları için methediyor olabilirler.
      Bence iki değil üç olasılık var. (3) Her ikisi de doğrudur.
      Ama eklemekte fayda var bunlar şu an için geçerli notlar, gelecekte devam edecek mi? Yoksa ters dönüp tekrar düşürecekler mi? Bu düşüş trendindeki küçük bir ara çıkış mı yoksa bir trend dönüşümü? Bunları henüz bilmiyoruz ama bence tekrarlıyorum şu an için doğru bir değerlendirme.
      Saygılarımla.

      Sil
  56. Yazınız için teşekkürler hocam. Öncesinde faizi düşürüp enflasyonu artırarak enflasyondan kazanç sağlayanlara servet transferi yapıldı. Şimdi de carry trade yoluyla yabancılara (ki ben bunların içinde de yurt dışında yabancı para cinsinden hesabı olan Türklerin var olduğunu düşünüyorum, yani öncesinde enflasyon ile kazananlar ) servet transferi. Altta kalanların canı da bir türlü çıkmıyor. Allah sonumuzu hayr etsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun.
      Carry trade sadece yurt dışından para getirenler için değil Türkiye'de döviz hesabı bulunanlar için de aynı şekilde geçerli.

      Sil
  57. Hocam yazınız gercekten cok bilgilendirici cok teşekkürler, biliyoruz ki mevcut yönetim gitmeden yapısal reformlar olmasi çok zor görünüyor bu durumda turizm ile elde edilen döviz girdileri sonucu faizi yavas yavas düşürmeye başlamaları halinde bu beladan kurtulur muyuz yoksa turizm gelirleri bu maliyet karşısında komik duzeylerdemi kalır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun.
      Hep söylediğim gibi tek başına faizle bu sorunları çözemeyiz. Ama bence faizi yavaş yavaş düşürmek ve kurun da yavaş yavaş yükselmesine izin vermek bu sorunu büyütmeden çözmenin en doğru yolu.

      Sil
  58. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak yazınızın özeti

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet biraz daha açarak anlattım. Bir de carry trade hariç net rezervler kavramı önerim yeni.

      Sil
    2. Bloomberg bundan sonra haftalık olarak yayınlar sizin yazınızdan sonra.:)
      Zaten swap harici net rezerv kavramına ihtiyaç kalmadı. Net rezervler 45 mia USD iken, swap harici net rezerv 23 mia USD. Bir kaç haftaya bu fark da kapanır.

      Sil
    3. Hocam carry trade yerine Türkçe bir tabir bulsak. Mesela "taşıma ticareti" olmaz mı?
      Taşıma ticareti harici net rezerv desek?

      Sil
    4. Aslında haklısınız carry trade ifadesini kullanmak beni de rahatsız ediyor ama kendi kafamıza göre bir karşılık bulursak bu sefer karşımızdakiler neyi anlattığımızı anlamayabilirler. O nedenle keşke TDK buna bir karşılık bulsa da hep birlikte kullansak.

      Sil
  59. İktidarın bir kurtuluş yolu var ABD de faizlerin çok aşağı inmesi mesela " 0 " dolar faizi olursa
    o zaman iktidar kurtulur ve her zaman yapdığı gibi devamlı kendini över kendisi dışındaki herkese hakaret eder en acı şey ise oy verenlerin çok büyük kesiminin ne olduğunu bilmemesi anlayamaması ABD faizi düşünce oy verenlerde bravo deyip iktidarı alkışlayacak
    (daha önce yapdıkları gibi 2008 yılında 1 dolar=1.5 TL iken dxy=80 di bunu kimse anlamadığı için bu düşüşü iktidarın başarısına bağlayan toplumda iktidarı alkışlamayan övmeyen yokdu )
    ve oy zamanı yapılacak manüpülasyonlarla seçmen her zamanki gibi yanlış yere oy verecekdir
    Bu Türkiyenin kaderi canım Türkiyem.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Toplum olarak çabuk unutuyoruz. ABD'de 2020-2022 arası faiz zaten 0'a yakındı. Ama siz doğru politikalar geliştirmez, yabancı yatırımcıya güven vermezseniz dış konjonktürden de faydalanamazsınız.

      Sil
    2. Adsız27 Temmuz 2024 10:33
      Size kesinlikle katılıyorum, 2002 de ilk iş başına geldiklerinde de dolar tüm dünyada düşüş trendine girdiği için her şey yolunda gidiyor gibi görünüyordu oysaki o dönem doların düşüş trendinden en az pay alan ülke biz olduk. Aynen sizin gibi bende FED in faiz indirimlerine bel bağladıklarını düşünüyorum ama bu kez durum farklı. Neredeyse 1 yıldır piyasa sürekli FED faiz indirimini fiyatlıyor her dönem sonunda sabit kalıyor. Bu kez Amerika'nın bunca zaman henüz faiz indirimine başlamamış olması bir yana sıfıra kadar düşürmesi tamamen imkansız. Çünkü Amerika'nın verileri de faiz indirimine izin vermiyor. İnşallah bu kez 4 ayak üstüne düşemezler diyeceğim ama o zamanda olan ülkeme olacak :-(. Kaybet-kaybet pozisyondayız ne yazık ki..

      Sil
  60. Hocam emeğinize sağlık. Gayet açıklayıcı ve bilgilendirici bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  61. Hocam yazınız için çok Teşekkür ederiz.. Yine aydınlattınız bizi

    YanıtlaSil
  62. SAYIN HOCAM, SİZİ OKUDUKÇA SANKİ BİZİ BEKLEYEN BÜYÜK BİR TEHLİKE VAR GIBI.KALİTELİ BİR İKTİSATÇI OLARAK,BU TEHLİKE NE OLABİLİR HOCAM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kazanımlarımızı kaybetmek. Bu sadece maddi kazanımlar değil.

      Sil
  63. Doğru teşhis için gerçek enflasyon açiklanmali.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ama bu ücretlerin daha fazla artırılmasına yol açacağı için gerçeği açıklamazlar.

      Sil
  64. Mahfi hocam, Sizce bu yapısal reformlar (en azından yapılması en kolay olanları) bahsettiğiniz kur yükselişi/faiz indirimi gerçekleşmeden yapılma şansı var mı? Yoksa carry trade bittiğinde manzara ne olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence yok. Faizi daha da artırmak zorunda kalabilirler.

      Sil
  65. Sn.Hocam
    Esasen,ekonomik program diye
    uygulanan şey bir dizi vergi artırımı,enflasyonla mücadele diye uygulanan şey de döviz kuru ile mücadeledir.Tüm strateji Carry Trade -sıcak para ile Fed'in faiz indirimine kadar zaman kazanma,bu arada KKM ve yurtiçi yerleşiklerin de dövizlerini bozdurtmaktır.
    Merkez bankasının ucuz kurdan rezerv biriktirmesi ise oyunun sonunda olası bir devalüasyona
    hazırlık içindir.Dövizi baskılamanın bedelini vergiler,enflasyon,hayat pahalılığı ve fakirleşme ile ödüyoruz.
    Şuan yapılan Amerikan Dolarına aylık net %3 faiz vermekten ibarettir ve bu sürdürülebilir değildir.Ülke kaynaklarının yurtdışına transferidir.Dünyanın en pahalı ülkesi olmamızın nedeni de tam olarak budur.
    Son 30 yılda carry trade'in sonu hep devalüasyonla bitmiştir.
    Saygılarımla,Fatih Gülşen

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru. Ortada bir program yok. Rastgele, günü birlik kararlar ve uygulamalar var.

      Sil
  66. Mecbur kalmadıkça, ara yatırım malı, ikamesiz yedek parça olmadıkça ithal ürün veya gıda almıyorum, aldırmıyorum. Rakip yerli mal üretmek çok faydalı, gençlere verilecek teşviklerin hepsi siyasete yakın insanların tehlikesi altında maalesef.

    YanıtlaSil
  67. Vicdanlı insanların bilgisiz, bilgili insanların ise vicdansız olduğu günümüz dünyasında soyu tükenmekte olan varlıklardansınız hocam. 🙂

    YanıtlaSil
  68. Hocam son dönemleri ders niteliğinde bize öğrettiğiniz için şükranlarımı sunuyorum. İyiki varsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, bir katkım oluyorsa ne mutlu bana.

      Sil
  69. Kıymetli hocam şu an ki politikalar devam ederse size göre enflasyon ne zaman tek hanelere iner. 2025-2026-2027 hangi yıl ancak kendimize gelebiliriz. Bir diğer husus döviz kurunun eskisi gibi 5-10 liralara dönmesi çok zor olsa da doğru politikalar ile ilerleyen dönemlerde kaça kadar düşebilir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu an bir politika uygulanmıyor o nedenle enflasyon tek haneye hiçbir zaman inmez.

      Sil
  70. Hocam,yakın gelecekte para politikasının direncinin ve soğukkanlığının piyasa tarafından test edilmesini çok olası görüyorum.Piyasa, yazının 8. paragrafında bahsettiğiniz “bıçak sırtı denge” nin ve carry trade kaynaklı paranın nasıl yönetileceğini gözlemleyecek.
    Özellikle MB’nın duruşu ve açıklamaları,süreçte belirleyici olacak.Bu noktada önemli bir eksikliğimiz var mı?Yani,FED,ECB ve diğer büyük merkez bankalarının açıklamalarını takip ediyoruz.Beklentileri nasıl yönettiklerini ve piyasa nabzına bakarak sözlü yönlendirme ile dengeleri bozmadan politika değişikliği için zaman kazanabildiklerini görüyoruz.
    MB’nın da bu etkinliğe sahip olması gerekmez mi?
    Bunun için neler yapılması gerekir?
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olmayan bir politika test edilmez. Carry trade e dayalı bir politika para politikası olmaz.

      Sil
    2. Yanıtınız için teşekkürler Hocam.
      Şunu mu anlamalıyım: Doğru yönetilen bir politikası bile, carry trade ile başlayan döviz girişini ve rezerv artışını,orta/uzun vadeli ve stabil bir kaynağa dönüştüremez mi?
      Buradaki asıl sorun bir para politikasının olmaması mıdır yoksa ilk etapta carry trade’ e sebep olan yüksek faiz artışının,kalıcı bir para politikasına ve stabil rezerv artışına evrilecek biçimde yönetilebileceğine olan güvensizlik midir?

      Sil
  71. Hocam piyasada sıcak para yok,nerede bu sıcak para?

    YanıtlaSil
  72. Hocam öncelikle çok teşekkürler. Merkez Bankası şuan carry trade gidene kadar, yerlilerin döviz algısını kırmaya oynuyor. Ama algıda çok değişmedi. Bu algıyı kırmak ve yerliye döviz bozdurmak mümkün olacak mı göreceğiz. İş Bankası genel müdürünün bu haftaki açıklamaları da biraz bunu desteklemeye yönelikti diye düşünüyorum. Artık halkın enflasyon beklentileri ve döviz algısı kırılsın istiyorlar. Ülkenin durumu Oğuz Atay'ın romanı gibi "Tehlikeli Oyunlar".

    YanıtlaSil
  73. Hocam meçhulemi gidiyoruz ?

    YanıtlaSil
  74. Çoğu sınavda dört yanlış bir doğruyu götürüyor. Yaşadığımız faizi indirme operasyonunda bir yanlış bütün doğruları götürdü.Üstüne gelen kur korumalı mevduat ta tuzu biberi oldu. Ben hala bütün bunların bir plan dahilinde yapıldığını düşünüyorum.Kimlerin kazandığını görmek benim bu fikrimi destekler nitelikte. Yazınız için sağolunuz....

    YanıtlaSil
  75. Sayın hocam ,lütfen bizi yönetemeyenlere biraz akıl verinde daha fazla batmayalım artık parti işi değil bu gemi batıyor. Sizin bize olduğu kadar onlara da söz söyleme hakkınız var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani daha nasıl ve nereden akıl vereyim bilmiyorum ki? Yazıyorum, anlatıyorum ama boşuna konuşuyor gibiyiz.

      Sil
  76. Mahfi Bey, ben ekonomist değilim ama elimden geldiğince izlemeye çalışıyorum. Sizin yazılarınızdan çok şey öğrendim. Sağolun. TV de ki programınızın saati biraz kayarsa izleme olanağımız olacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Sanırım saati değiştirme olanağımız yok.

      Sil
  77. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık

    YanıtlaSil
  78. Emeğinize sağlık hocam. İyi ki varsınız.

    YanıtlaSil
  79. Tam bir yanlişlar silsilesi
    1. Hatta faiz indirerek alacaklıdan borcluya oyle servet transfer edildiki
    2.hata kkm yi kurtarıcı förmul olarak çıkaranlar kkm sahiplerine servet transfer ettiler
    3.kuru ve enflasyonu baskılayarak sabit gelirli başta olmak üzere ihracatci turimci kobi esnaf..bedel ödüyoruz
    Ama öyle bir noktaya deginmişsinzki gelinen noktada kkm gibi bir cıkış stratejisi olmadan girilen bu cary treyd işinden cıkıs cok sancılı olacak faiz boyle kalırsa herkes sonra hazine batacak.faizi indirseler kur patlayacak .guven veremiyorlar butun mesele bu.bu işin sonunda insallah diger deneyler gibi hatayla sonuclanmaz .

    YanıtlaSil
  80. Murat Bozdoğan27 Temmuz 2024 14:55

    Ekonomide alınan çoğu kararın yan etkileri oluyor. Alınan karar bir kesim için iyi olabilirken bir başka kesim için kötü olabiliyor. Faiz düşerken ihracatçı, turizmci hatta kamu maliyesi için durum iyiydi, zira yüksek enflasyon demek kamu borç yükünün kitlelerin sırtına yıkılması demek.
    Faizler düşse, peşi sıra enflasyon da aşağılara gelse bu sefer ihracat düşecek, ithalat patlayacak yine başladığımız noktaya döneceğiz.
    Bence düşük faiz yüksek enflasyon politikasında ısrar edip öncelikle cari açık sorununu kalıcı olarak çözmeliydik. Yine bir çıkmaz sokağa girdik.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ekonomi böyledir. Kararların birbiriyle çelişmemesi için beklentilerin olumlu hale getirilmesi gerekiyor.

      Sil
  81. AÇ TAVUK OLARAK,KENDİMİZİ BUĞDAY AMBARINDAMI SANIYORUZ HOCAM.

    YanıtlaSil
  82. Hocam yazınız için teşekkürler. Anladığım kadarıyla "büyük balık küçük balığı yer", yiyor. Faiz yükseltildiğinde bir avuç zengin parasını faize koyuyor parasına para katıyor, faiz düşürüldüğünde ise kredi çekip o parayı emlak, emtia , otomobil vs gibi araçlara yatırıyor enflasyonu hortlatıyor; olan her zaman sabit gelirlilere(işçi, memur, emekli vs) oluyor. Yanılıyor muyum?

    YanıtlaSil
  83. Hocam hiç bir şekilde, yakın bir zamanda anayasa kitapçığının fırlatılması gibi sudan bir nedenle bir gecede devalüasyon olması ihtmali yokmudur sizce? Bu arada emekleriniz, verdiğiniz kıymetli bilgiler için çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  84. maalesef akıl almaz bir durumla karşı karşıyayız. bir tarafta sefalet ve açlık sınırı içinde ülke nüfusunun geneli. diğer tarafta adeta bu yetmez daha beter yapacağım sizi diyen bir hükümet . içinde bulunulan durumu açıklayacak tek bir şey olabilir o da kasten planlı bir yok oluşun içine sürüklenmek. organik bir hükümet olsa bu yok oluşu fark etmemek diye bir ahmaklık içinde olabilir mi ki. elbette olamaz. kaldı k yönetime bağlı kuruluşlar ısrarla ve hala bu durumun içindeyken dahi vatandaşını kandırıyor ve bu artık dillendiriliyorsa hiç bir şey yapamayacak durumdayız demektir. sıkıntılı bir ekonomiden rahatsız ülke vatandaşının, neredeyse başbakanın kafasına yazar kasa attığı bir özgürlük ve demokrasi dönemini de gözlemlemiş bir vatandaş olarak ve hükümete muhtıra verecek ne bir ordu ne de meclisi feshedecek cumhurbaşkanının olmaması ayrı bir handikap olarak karşımızda duruyor. resmen bir kurtuluş savaşına itiliyoruz. ama maalesef bir Atatürk e sahip değiliz. şimdilik...

    YanıtlaSil
  85. Hataların başlangıcı 2008 de başladı dxy=80 iken 1 dolar=1.15 TL iken dolar bolluğunda arge ve patent e sınırsız destek verilecek ülkenin geleceği yani 16 sene sonrası 2024 ü kurtarılacakdı ama tam tersini yapdılar gelen bütün parayı tüketime yönlendirdiler tüketim sanayi için borçlan fabrikalar kuruldu lüks konut mercedes bmw kafeler restoranlar lüks tüketim e yatırımlar yapıldı yani boçları hovardaca harcadılar müflisliğin sonuçlarını görüyoruz bu yatırımlardan halkın sadece 20%si faydalanıyor 80% halk evden çıkamıyor akrabasına aile mezarlığına memleketine yol parasını ödeyemediği için gidemiyor azıcık parası ile ne alabilirse onu yiyor Türkiye böyle kötü duruma ulaşım pahalılığına gıda alamama durumuna ilk defa düşüyor 70 yaşına yaklaşıyorum ben böyle fakirlik nedeniyle beslenememe ulaşım pahalılığı hatırlamıyorum yıllar önce arge/patent desteğinde de yanlış yapdıklarını ülkeye zarar verdiklerini cimer üzerinden ilgili bakanlığına birkaç defa yazdım herhalde yazımı okumadan silmişlerdir.iktidar ilk geldiğinde bizim işimiz inşaat biz inşaatdan anlarız diye ne yapacağını açıklamışdı üyelerinin çoğunluğu inşaat-tüketim sektöründe diyet borcu herhalde ödenmişdir 2008 de başlayan dolar bolluğu tüketime dönünce para bolluğu herkesi sarhoş etdi sürekli iktidarı seçdiler fakat hala şu andaki durumu iktidarı seçenlerin anlamadığını ve hala iktidarın herşeyi düzelteceğini düşünüyorlar iktidar gerçekleri açıklamayıp hata yapdık tüketimle büyüme yapmayacakdık demediği müddetce Türkiyeye çok büyük zarar verecekdir hatasını kabul etmeyen asla başarılı olamaz.Türkiye nin bu sarmal dan kurtulmasının yolu erken seçimdir fakat hala tüketimle büyüme den bahseden dini-milli duyguları manüpüle edenleri halkımızın asla sonsuza kadar seçmemesi gerekir.

    YanıtlaSil
  86. Bu carrytrade meselesini ilk olarak ben burada bir yorumda yazdım. Sonra burayı takip eden youtuberlar aracılığıyla youtuba yayıldı ve gündem oldu.

    Şimdi faizi düşürmenin formülünü açıklıyorum. Faiz, şu formülle düşürülmeli. Tcmb faizi=Enag yıllık enflasyonu×1.2 kadar olmalıdır.

    Şuanda enag yıllık %113 . Tcmb faizi % 113×1.2 =%135 olmalı. Bu gerçekçi değil piyasa tamamen durur çünkü piyasa ,Arjantin gibi yüksek faize alışık değil.O zaman çöz0m, Enag yılık enflasyonunun Tcmb faizinin %20 altına inmesini beklemektir. Bu imkansız değil. Çünkü enag , son 3 aydır aylık enflasyonu %4-%5 civarında hesaplıyor.

    50/1.2=41.66 yapar. Yani enag yıllık enflasyonu 41.66 olana kadar faiz indirmek yok.. eğer inerse bir çuval inciri berbat etmiş olursunuz . Enag yıllık enflasyonu, 41.66 altına indikçe , Tcmb faizi de, 1.2 oranı ile onu takip etmelidir.

    Enag yılık enflasyonu,
    %40 olduğunda faiz %48 olacak
    %30 olduğunda faiz %36 olacak
    %20 olduğunda faiz %24 olacak .
    %10 olduğunda merkez bankası faizi %12 yapacak. Bu işin başka yolu yoktur.

    YanıtlaSil
  87. Hiç bir üretim artışı olmadan MB rezervlerindeki artışın tekrar düşüşünü düşünmek istemiyorum , sonuç ne olur ?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı